Kategoriler
Emlak Haberleri

Ucuz konut kooperatifçilik ile mümkün

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, Bursa’da sosyal konut ihtiyacının çok fazla olduğunu bildirmiştir. Ayrıca Tosun; “Kooperatifçilik işlerinin çoğaltılması ve desteklenmesi gerekiyor. Kooperatif yoluyla üretilen konutlar her zaman daha uygundur. Zira kar maksimizasyonu düşünülmez. Faydayı artırmak hedeflenir.” şeklinde konuşmuştur. Ülkü Küçükkayalar ise, ortak aklı, kaynakları ve bilgiyi birleştirip, bilimin ve aklın yolunda kooperatifçilik ile bunun mümkün olabileceğini kaydetmiştir. Ayrıca Küçükkayalar; “Bunun içine akademisyenler, yerel yönetimler, müteahhitler, mühendisler ilave edilir. Ucuz konut üretmek mümkün. Yeter ki istensin.” sözlerini kullanmıştır.

Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Şehri

Bursa Uludağ Üniversitesi Emlak Yönetim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, şehirde yeterli konut bulunmadığını bildirmiştir. Üstelik inanılmaz oranda talep olduğunu belirtmiştir. Tosun, Bursa’nın 1960’ların sonundan beri süratle ilerlediğine değinmiştir. Ayrıca Tosun; “Bursa’da pilot organize sanayi bölgesinin Türkiye’de ilk sanayi bölgesi olarak kurulmuştur. Bununla birlikte şehirde büyüme hızı, inanılmaz ölçüde ivme kazandı. Türkiye’nin en hızlı büyüyen şehridir. 1970’lerden günümüze her yıl 2 kat büyüdü. Bir zamanlar 200.000’lik olan şehrin nüfusu, şu anda 3,5 milyona yaklaşmıştır. Stratejik konumu oldukça önemli. İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı konumundadır. Önemli ve tarihi bir şehir. Anadolu’nun en sevilen şehirlerinden birisi. İnsanların göç etmek için tercih edeceği, ailelerin çocuklarına yaşamaları, aile kurabilecekleri, okuyabileceği, Türk toplumu nezdinde güzel şehir olarak görünmektedir. Bu özellikleri ile beraber yurt içinden ve yurt dışından göç alıyor. Bu göçlere paralel olarak nüfusunun daha çok artmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.

Talep Her Zaman Olacak

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, kentin nüfus projeksiyonunun olduğuna değinmiştir. Üstelik 2040 yılı Çevre Düzeni İmar Planı ve 2035 Yılı Ulaşım Master Planları’na işaret etmiştir. Bununla birlikte nüfusun en iyi ihtimalle 4-4,5 milyona ulaşmasının öngörüldüğünü kaydetmektedir. Tosun, Bursa’nın projeksiyonları aşmış bir şehir olduğunu da ilave etti. Ayrıca Tosun; “Her zaman konut bazında talep olacak. Şehrin mevcut nüfusu, genç nüfusun büyümesi, evlenenlerin ve boşananların ortaya çıkması ile konut ihtiyacı hali hazırda bulunmaktadır. Bunun haricinde şehre gelecek yeni nüfusun da artacağını göz önünde bulunduruyoruz. Bununla birlikte bu artışın daha da devam edeceği, konut ihtiyacının daha da belirgin ortaya çıkacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Tosun, inşaat sektöründe de maliyetlerin gün geçtikçe farklılaştığına dikkat çekmiştir. İnsanların önünü göremediklerini vurgulamıştır. Tosun, maliyetlerin bazen yükseliş eğiliminde olduğunu, bazen de inebildiğini belirtmiştir. Ayrıca dengeye kavuşmuş piyasanın olmadığına vurgu yapmıştır.

Yıldırım’ı Merakla Bekliyoruz

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, üretici açısından değerlendirmede bulunmuştur. Tosun, “Sağlıklı satış fiyatını oluşturabilmek için maliyetleri tespit etmesi gerekiyor. Bunu yapabilecek biçimde bir öngörü oluşturamamak inşaat firmaları için ciddi bir problemdir. Bir diğer konu ise Bursa’da imarlı arsa sıkıntısı bulunmaktadır. Çok ciddi şekilde yeni imarlı arsaların üretilmesi gerekmektedir.” açıklamasında bulunmuştur.

Tosun, kentsel dönüşümün Nilüfer ve Yıldırım ekseninde 2 farklı biçimde ilerlediğini aktarmıştır. Ayrıca Tosun, Nilüfer’de daha çok rant odaklı yapıldığını belirterek, Yıldırım’dakilerin de sonuçlarını merakla beklediklerini ifade etmiştir. Tosun, şehrin kalbi noktasında olan Kükürtlü, Altıparmak, Çarşamba’nın dönüştürülmeyi bekleyen yapı bölgeleri olduğuna değinmiştir. Ayrıca Tosun, “O halde konut üretiminde ya kentsel dönüşümü ön plana çıkaracağız, ya da yeni imarlı arsaların üretilmesi gerekecek. Kentsel dönüşüm için zaten 6306 sayılı kanunda birçok altyapı bulunuyor. Bütün kalkınma planlarında da Türkiye’nin doğal afete açık bir bölge olduğu, binaların acil olarak yenilenmesi gerektiği bilinmektedir. Bu desteklenen durumda mülk sahipleri ile müteahhitler arasında, maliyetleri karşılamama, maliyetlerin çokça talepte bulunmaları ceplerinden hiç para çıkmadan binaları yenileyebilme kaygısı ciddi oranda durumu zora sokuyor. 1050 Konutlar çözülmesi gereken önemli bir noktadır. Artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için sıfır imarlı konut arsaları üretmek gerekmektedir. Bununla birlikte kentsel dönüşümün eş zamanlı yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde konuşmuştur.

Kiracılık Arttı, Sıfırdan Alım Zorlaştı

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, kiracılık oranının arttığını belirtmiştir. Ayrıca Tosun; “Bununla ilgili TÜGEM’in verileri bulunmaktadır. Yüzde 21’den 26’ya şehir genelinde kiracı oranı artış göstermiştir. Fiyatlar arttıkça alım gücü desteklemiyorsa, kiracılık artar. Bu da başka bir problemi beraberinde getirmektedir. Kiralara olan talebin artması yine kira piyasasının artmasına sebep olmaktadır. Sıfırdan ev alacaklar için gayrimenkul almak çok zorlaştı. Ancak elindeki konutu satarak, üzerine para koyacaklar için hala piyasada denge durumu bulunmaktadır.” şeklinde konuşmuştur.

Kooperatifçilik Konusunda Mesafe Var

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, Bursa’nın sosyal konut ihtiyacının çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Tosun; “Elbette alt gelir ve alt orta gelir grubunun ihtiyacı var. Ancak bunun TOKİ eliyle karşılanması çok yeterli olmamaktadır. Bu defa müteahhit firmalar, bu çıkmazı beraberinde getiriyor. Kooperatifçilik işinin artırılması ve desteklenmesi gerekmektedir. Kooperatif yoluyla üretilen konutlar her zaman daha uygundur. Zira kar maksimizasyonu düşünülmez. Faydayı artırmak hedeflenir. Bursa’da değil, Türkiye’de kooperatifçilik ile mesafe bulunuyor. 80 ve 90’lar dönemi Bursa ve Türkiye’de kooperatifçilik işinin altın yılları diyebiliriz. Bununla beraber 2000’li yıllardan sonra zayıfladığını görüyoruz. Kooperatiflere olan güvenin azalması ve uzun zamanda üretiliyor olması sebep olmuş olabilir.” dedi.

Fiyatlar Gerilemez

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, fiyatlarla ilgili değerlendirmede bulunmuştur. Tosun, ülkemizde gayrimenkulde oluşan fiyatın gerilemeyeceğini belirtmiştir. Bununla birlikte savaşlar ve doğal afetler gibi olağanüstü durumlarda düşüş yaşanabileceğini söylemiştir. Tosun, Türkiye’nin makro ekonomik politikalarında gelişme olması gerektiğini aktarmıştır. Ayrıca Tosun; “Aslında gayrimenkul sektörü, ülkenin makro ekonomik politikalarının birer yansımasıdır. İlk başta onunla ilgili çalışma yapılması gerekir.” şeklinde konuşmuştur.

Kriz Olacağını Düşünmüyorum

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, piyasa şartlarında şirketlerde eleme olabileceğine dikkat çekmiştir. Bunun dezavantajlı bir durum olmayacağını savunmuştur. Tosun, herkesin müteahhitlik yapmaması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Tosun; “Tamamen kat karşılığı yapan, ana sermayesi olmadan giren firmalar zorluk yaşayacaklar. Ancak yeterli sermayesi olup, güçlü altyapı ile çalışan firmaların bu süreçten etkileneceklerini düşünmüyorum. Avrupa’daki benzerlerine bakılırsa, bizdeki müteahhitler çok fazladır. Böyle bir elemenin yapılmasını ben kötü olarak algılamıyorum. Piyasanın kendi içinde dengeye gelmesi olarak algılıyorum. Konut sektöründe bir kriz olacağını düşünmüyorum. En iyi ihtimalle hükümetin bu konuya çok önemli biçimde müdahale edeceğini düşünüyorum. Bununla birlikte bunu önleyemeye yönelik politikalar geliştireceğini düşünüyorum. Son döneme bakılırsa özellikle vatandaşların konut almasını sağlayacak tedbirler ve kredi paketleri oluşturularak piyasaya sunulmaktadır. Belki yine öyle bir paket gelebilir.” sözlerini kullandı.

Hayat Tarzları Değişiyor

Prof. Dr. Elif Karakurt Tosun, salgında ve sonrasında artan fiyatların etkisi ile hayat tarzlarının değişmeye başladığına değinmiştir. Bununla birlikte konut metrekarelerinin düşeceğini bildirmiştir. Tosun, Türk halkının eskiden 3 artı 1 ve 120 metrekare kriterinin bulunduğunu ifade etmiştir. Ayrıca Tosun; “Konutlar artık küçülmeye başlamaktadır. Zira kişiler gerçekten kullanacağı metrekareyi istiyorlar. Kullanmayacağı metrekarelerin fiyatını ödemek istemiyorlar. Bu toplumsal dönüşümün de eşiğindeyiz. Yalnızca misafir geldiğinde açılacak o büyük salonlar yok. Artık daha minimal, gerçekten ihtiyaca dönük konut alanlar ve buna uygun metrekarelerde konutlar inşa ediliyor.” şeklinde konuşmuştur.

Fiyatlarda Artış Önlenemez

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Ülkü Küçükkayalar, fiyat artışlarının Türkiye ekonomisinden bağımsız olmadığına değinmiştir. Üstelik arsa maliyetlerinin de çok yüksek olmasının konut fiyatlarında aşırı artışlara sebep olduğunu işaret etmiştir. Küçükkayalar, sektörde rantın da öne çıktığına dikkat çekmiştir. Küçükkayalar, Türkiye’de konutun yatırım aracı olarak görüldüğü sürece bu yükselişin önüne geçilemeyeceğini vurgulamıştır. Ayrıca Küçükkayalar; “Polisiye tedbirlerle, piyasa kontrolleri ile bu durumun önüne geçemezsiniz.” ifadelerini kullanmıştır.

İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Bursa’nın sanayide ikinci, nüfus olarak da dördüncü büyük şehir olduğunu belirtmiştir. Küçükkayalar, şehrin göç ve nüfus almaya devam edeceğini belirtti. Bu sebeple yeni konut alanlarının oluşturulması gerektiğini vurgulamıştır. Fakat Bursa’nın mevcuda yenildiğini söyleyen Küçükkayalar; “Şehir ne yazık ki mevcuda teslim oluyor. Planlı ilerlemiyor. Plansız yapılaşma büyük problem.” şeklinde konuşmuştur.

Ucuz Konut Üretmek Mümkün

İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar, orta ve alt gelir grubunun konut sahibi olabilmesi için öneride bulunmuştur. Küçükkayalar, “Kooperatifçilik işi yapılabilir. Ortak aklı, kaynakları ve bilgiyi birleştirip, bilimin ve aklın yolunda kooperatifleşmeden söz ediyorum. Bunun içine akademisyenler, yerel yönetimler, müteahhitler, mühendisler ilave edilir. Ucuz konut üretmek mümkün. Yeterki istensin. Bunu ciddi bir üst planla yapmak gerekmektedir. Vatandaşımızın buna ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar, inşaat mühendisi olarak kendisinin içine girmeye korktuğu binalarda insanların yaşadığına dikkat çekti. Ayrıca Küçükkayalar; “Buraya kentsel dönüşüm çözümü getirelim. Onun için konuşalım dediğinizde oturduğu dairenin daha büyüğünü talep edebiliyor. Bu şehrin yoğunluğunu da artırıyor. Altyapısı, yolu, yeşil alanı, sosyal doku alanları bulunmaktadır. Bunları düşündüğümüzde bedeli çok yüksekten değil, ihtiyaca yönelik olmalı. Burada oturmaya devam edersem, benim mezarım olacak. Bu mezarın içinde ölümü beklemektense daha güvenli daha küçük konuta geçmeliyim denilmelidir. Bu bilince varması gerekir.” dedi.

Her şeyi Devletin Yapması Mümkün Değil

İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar, kentsel dönüşüm probleminin devletin katkısı olmadan çözülmesinin zor olduğuna değinmiştir. Ayrıca Küçükkayalar; “Her şeyi devletin yapması da mümkün değil. Serbest piyasa ekonomisi, müteahhitlik çalışma alanı var. Bunu doğru kullanmamız gerekiyor. Müteahhitlik, bina üretimi yapan hizmet sektörü, onun kullanılması lazım. Devlet eliyle daha önce yapılmış insanları mutlu etmeyen bir sürü örnek mevcut.” şeklinde konuşmuştur.

Kent Kimliği Oluşturulmalı

İMO Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Bursa’da şehit dokusu açısından bir kimlik probleminin olduğuna değinmiştir. Batı hayranlığı olan birisi olmadığını belirten Küçükkayalar; “Bir fotoğrafı gördüğünüzde, New York mu, Paris mi, Roma mı, anlıyorsunuz. Adı yazmasın, tabela olmasın, ona baktığınızda kent kimliğini tanıyorsunuz. Gitmeseniz bile filmler, kitaplar, fotoğraflar size bunu anlatıyor. Özellikle Bursa’da bu yok. Bu gelişigüzel plansız yapılaşmadan kaynaklanıyor. Vatandaşın kendi kafasına göre yapmasından kaynaklanmaktadır. Onunla mutlu oluyor. Bir kent kimliği oluşturmak gerekmektedir. Plancıların, mimarların, yerel yönetimlerin sorumluluğunda olan bir konu. Ancak inşaat deyince içinde olan bileşenlerinden birisi olarak fikir yürütüyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.

Diğer emlak haberleri için tıklayınız…

Exit mobile version