Kategoriler
Emlak Haberleri

Konut kredisi alırken zarara uğramayın

Konut kredisi ardında başka gerçeklerin olduğunu belirten Yeniçağ gazetesi yazarlarından Remzi Özdemir, TÜİK verilerinde yaşanan artışın vatandaşa zarar olarak yansıyabileceğini dile getirdi.

Konut kredisi gerçekleri hakkında konuştu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerince konut satışları Haziran 2020’de artış kaydetti. Ancak Yeniçağ gazetesi yazarı Remzi Özdemir, yaşanan gelişmelerin vatandaşı zarara uğrattığını aktarıyor. Piyasa Faiz oranlarında yaşanan düşüşün ardından enflasyonun altına inmesiyle birlikte tasarruf sahiplerinin negatif faiz ile tanıştığını söyleyen Özdemir; bu sırada vatandaşların gelişen olumsuzluğa karşı piyasada yer alan parasının değerini korumak istediğini ve bunun için yeni bir arayışa girdiklerini belirtti. Vatandaşların yatırımda ikiye bölünen tercihleri, bir kısım kişinin borsaya yönelmesine neden oldu. Ancak geriye kalanlar düşük faizli kredi imkanlarından yarar sağlamak istemiş ve kredi çekerek konut alımında bulunmuştur. Haziran ayına kadar 210 milyar TL düzeyinde giden Konut Kredi hacmi, Haziran ayının sonunda 19 milyar TL artış kaydetmiş ve 230,8 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. Bu değerler 3 Temmuz tarihinden itibaren 8 milyar TL artış yakalayarak 239 milyar TL’yi bulmuştur.

Konut kredilerinde yaşanan artışa karşın konut sayısındaki arz fazlalığı konut stoklarının istenen düzeye inmesine fayda etmemiştir. Böylece kullanılan kredilerin çoğunluğu müteahhitlerin bankalarda biriken borçlarına kullanıldı. Sektörde yeterli gelirin oluşmadığını belirten temsilciler yine de bu girişimin gayrimenkul adına nefes aldırdığı görüşünde ortak bir paydada buluştu.

Konut fiyatlarında yapay artış görüldü

Faiz oranlarının düşmesinin ardından vatandaşın bankalara koştuğu görülmüş ancak yaşanan hareketlenmeyi görenler konutlar üzerinde yapay artışa neden olmuştur. Alıcıların mutlu olmadığı ortamda faiz oranlarının düşüklüğü yalnızca “sürü psikolojisi” yaratmış, vatandaşların hesapları bir kenara bırakarak ev alma girişimini devam ettirdiği tespit edilmiştir. Bu sayede konut fiyatlarında yaşanan artışın yüzde 30 oranına çıkması düşük faiz imkanlarının önündeki fırsatları tamamen kapattı.

Faizler düşünce konut alanlar zarara uğradı

Covid-19 nedeniyle pandemi süreci yaşanan Türkiye’de belirsizlik sektör üzerindeki kaygıları her geçen gün tırmanır hale getirdi. Zamanla konut fiyat ve banka faiz oranlarında dengenin yaşanacağını aktaran Özdemir, somut örneklerle vatandaşa bilgi vermeye devam etmiştir.

Yaşanan dengesizliği bir örnekle açıklamak isteyen Özdemir, konut alacak bir vatandaşın elinde 250 bin TL olduğunu söyledi. Bu vatandaşın Nisan ayında 500 bin TL’ye bulduğu bir evi 250 bin TL’den 10 yıl vadeli konut kredisi kullanarak aldığını varsayalım. Faizlerin Nisan ayında yüzde 0,91 olduğunu hatırlarsak, bankaya konut kredisi için faizle birlikte 411 bin 892 TL ödenmesi gerekiyor. Ancak ödenecek tutar 250 bin TL peşinat ile birlikte 661 bin 892 TL’ye ulaşmaktadır.

Faizlerin düşeceğini tahmin ederek bekleyen vatandaş, Haziran ayında evi almak istemiş ancak satının evin değerini 550 bin TL’ye yükselttiğini görmüştür. Bu yüzden 300 bin TL konut kredisi kullanmak zorunda olan vatandaşın bankaya ödeyeceği miktar 430 bin 715 TL’yi buluyor. Ancak bu değer diğer harcamalarla birlikte 680 bin 715 TL’yi görmektedir. Eğer vatandaş yeniden bekler ve temmuz ayında evi almak isterse, satıcının yeniden evi yükselteceğini görecektir. Bu sayede düşük faiz oranlarının vatandaşa kazandırmayacağı herkesçe anlaşılır.

Exit mobile version