Kategoriler
Dekorasyon

İç Mimar Özlem Algül: “Depreme karşı iç mekanlarda tedbirler alınmalı”

İç Mimar Özlem Algül’den, depreme karşı iç mekanlarda alınabilecek tedbirler sıralandı. Konuşmasında Türkiye’nin deprem kuşağı olduğunu söyleyen Algül, 30 Ekim’de meydana gelen 6,8 şiddetindeki İzmir depremini hatırlatıyor. Kentin belirli bölgelerinde yaşanan, can ve mal kayıplarına değinen iç mimar, şiddetli depremlere karşı alınabilecek tedbirlerin yeniden gündeme geldiğini belirtti. Gelecekte yaşanması beklenen olası bir depremde can güvenliğini koruyabilmek ve kayıpların önüne geçebilmek için iç mekanlarda geliştirilmesi gereken birtakım önlemler bulunmaktadır. Bu önlemler; mobilya seçiminden, aydınlatma elamanlarına ve oradan doğrama ile duvarlar arası tedbirlere kadar genişliyor.

İç Mimar Özlem Algül’den, depreme karşı önlemler

Geçtiğimiz 30 Ekim tarihinde İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,8 şiddetindeki deprem Türkiye gerçekliğini hatırlattı. Olası bir büyük depremde toplumsal sorun oluşturması beklenen depremlere karşı alınması gereken tedbirler, başta sektör öncüleri olmak üzere, bilim insanları ve mimarlar arasında yayılıyor. Can kaybını önlemek adına iç mekanlarda yapılması gerekenleri okuyucular için sıralayan İç Mimar Özlem Algül, şu sözlerle konuşmasına başladı: “Her yapı ve yaşam alanı belirli bileşenlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Yapının ana omurgası, taşıyıcısı mühendislik bileşenlerine göre çözümlenir ve yerden “ana karadan” gelebilecek tüm doğa afetlerine göre yerleştirilir.” Yapı hakkında verilen bu kısa bilgiye karşılık, doğal afetlerde oluşabilecek tüm risk faktörünün ortadan kaldırabileceği biliniyor. Ancak iç mekanlar; daha çok kişisel alanları kapsamaktadır. Alanlar arasında ayrım yapmayan İç Mimar Özlem Algül; ev, ofis, mağaza ve restoran gibi insanların içeride fazlaca kaldığı yaşam alanlarına dikkatleri çekiyor. Deprem sırasında yaşanan sarsıntılar içim çözüm önerileri geliştirmenin insan hayatı açısından oldukça değerli olduğu bilinmektedir. Yapısal her türlü tedbirin alındığını bilmemize karşın kişisel alanlardaki düzenlemeler yalnızca kişilere aittir.

Dekore edilen her alanda koruma alınmalı

İç mekanlara yönelik tedbirlerin genişletilmesi konusunda uyarılarda bulunan İç Mimar Özlem Algül, ev içerisinde en temel ihtiyaçları; yatak, dolap, komodin, konsol, sehpa, kitaplık ve beyaz eşyalar olarak sıralıyor. Bununla birlikte daha çok bireylere özgü bir şekilde dekore edilen iç alanlar; tablo, ayna, dekoratif objeler, canlı bitkiler, vazo, biblo ve avizelerle donatılmıştır. Yaşam alanında bir bütünlük sağlayan en ufak ayrıntının yalnızca ihtiyaca yönelik olmadığı ve tarımsal öğeleri bir araya getirildiği görülmüştür. Aynı evde yaşayan bireylerin cinsiyet, yaş ve hobilerine göre değişen kişisel zevkleri göz önünde bulundurulmalı. Yapısal bileşenlerin yanı sıra, sabit ve hareketli mobilyaların ihtiyaç durumuna göre seçimi yapılmalıdır. Tutadojora Mimarlık markasının kurucusu olan İç Mimar Özlem Algül, bu topraklarda yaşam süren herkesi, bulunduğu konum açısından bilinçli olması gerektiğini hatırlatıyor. En ufak sarsıntıları bile göz önüne alarak yaşam alanını oluşturması gereken kişiler, iç mekanlarda en azından mobilyaları sabitlemeli, hareketli mobilya seçimlerine dikkat vermeli ve aksesuarların ağırlığına yoğunlaşmalıdır.

Mobilyalar sabitlenmeli; seçime ekstra özen gösterilmelidir

Vitrin, konsol, dolap ve kitaplık benzeri alanlarda sıklıkla değişimin olmadığını belirten Algül; vestiyer, mutfak ve banyo dolabı gibi elemanların montajını ihtiyaca yönelik duvarla birleştirildiğini söyledi. Ancak mutfak dolabı gibi duvardan ayrılması olası olan elemanların tedbir ve ihtiyaç bakımından bağlantıları oluşturulmalı. Bunun için bağlayıcı eleman ve aparatların kullanılması, sabitlendiğinin bilincinde olmak ve kazaya sebebiyet verecek olası unsurlara karşı yeni tedbirler öne sürülmelidir. Aynı şekilde alınacak tedbirlerin arasında hareketli mobilyalar olduğunu belirten Algül; hareketli mobilyada estetiğin belirlendiği ana unsurun malzeme olduğu konusuna değiniyor. Hareketli mobilya kategorisini okuyucular için sıralayan iç mimar, “Sehpa, komodin, sandalye, masa ve koltuk gibi elemanlar bu kategoridedir” dedi. Bu türden elemanların seçiminde kişilerin özen göstermesi gereken esas şey malzemenin sağlamlığı ve iskelet gibi unsurlar. Kaçış planı dahilinde veya beklemeye karar verenlerde koltuğun sağlamlığı kişilere yaşam alanı sağlayabilir. Ancak hareketli mobilyaların sağlamlığı açısından gerçek bir bilgi sahibi olmalı ve duruma göre kaçış sırasında yol üzerinde engel oluşturması engellenmeli.

Aksesuarlarda malzeme ve ağırlık önemsenmeli

İç mekanlarda çoğunluğun vazgeçemediği küçük ve bir o kadar kırılgan olma özelliğine sahip eşyalarda hafiflik durumu değerlendirilmelidir. Ev, ofis veya dükkan demeden çoğu kesimin kullandığı vazo, biblo, tablo ve ayna gibi eşyaların seçimleri boyut, hafiflik ve az kırılganlık arasında değişmeli. Bu eşyaların her ne kadar hafif olduğu bilinse de tamamen zararsızdır denilemez. Mekanda konumlandırılan yerler, sarsıntı durumuna göre gerçek bir tehlike oluşturabilir. Üstelik kaçış alanı olarak kullanılan antre gibi alanlarda bu eşyaların varlığı doğru sayılmaz. Kullanım yerleri ve şekilleri için özenli davranmak, oluşturulan tehlikeleri savuşturur.

Aydınlatma, kaplama ve bölücüler için ekstra özen

Elektrikle ilişkisi bulunan aydınlatma alanlarının deprem sonrasında yangın riskini oluşturduğu biliniyor. Barınmada temel ihtiyaçlar arasında yer alan elektrik gereksinimi afet öncesinde de risk faktörüdür. Ancak depremin gerçekleştiği anda avizeler veya apliklerin konumu, elektriğe bağlı büyük riskleri ortadan kaldırır. Tavana ve duvara sabitleme elemanlarının seçimi mutlaka ağırlıklarına göre olmalı ve sabitlenmelidir. Yine bu türden elektriğe bağlı eşyaların malzemedeki estetik algısından uzak kalınmamalı, az parçalı ve hafif elemanlardan oluşması hayati önem taşır. Dikkatleri kaplama elemanlarının üstüne çektiğimizde ise; ıslak hacimlerde yer almakta olan doğal veya suni kaplamaların altyapısı ve duvar yüzeyleri ile bağlantı şeklinin kontrolü bizler için son derece değerlidir. İmkanın bulunduğu durumlara göre; duvar kaplamalarında nano teknoloji üzerinden geliştirilmiş kağıtlar kullanılmalı. Ürünlerin sarsıntı esnasında bölücü ya da taşıyıcı duvarlarda mukavemetinin artacağını söyleyen mimar, son olarak doğramaları elden geçiriyor. Doğramalarda kullanılan camların tehlike ortamı yarattığı ve bu ortamın malzemesi kaliteli eleman seçimiyle ortadan kaldırılabileceği bilinmektedir. Deprem sırasında doğrama alanlarının zararsız olması için, tamperli, kırıldığında kısa ve keskin olmayan parçalar yaratan malzeme seçilmeli. Öneri sıralamasının toplamına bakacak olursak; evdeki gereksiz her türden eşyayı atmak daha doğrudur.

Deprem haberlerine göz atmak için tıklayınız.