Kiralık ev bulmak büyükşehirlerde oldukça zor bir hale gelmektedir. Uygun fiyatlı ev bulmak zaten çok zorken, aynı zamanda bazı şehirlerde paranız olsa dahi sıraya girmek zorundasınız. Bir daire için pek çok kiracı adayı ismini yazdırıp sıranın kendine gelmesini bekliyor. Hatta bazı emlakçılar, evleri açık artırma usulüne göre kiralama işlemi gerçekleştiriyor. Bunun yanı sıra kiracılardan SGK dökümü, bankalardaki kredi puan durumunu gösteren findeks raporu dahi talep ediliyor.
Kiralık ev fiyatı iki katına çıkıyor
Gayrimenkul Danışmanı Şule Alp, kiralık ev krizi hakkında bilgi vermiştir. Alp; “Büyükşehirlerde uygun fiyata kiralık daire bulunması zorlaşmaktadır. İstanbul, İzmir, Ankara ile birlikte Rusların ve Ukraynalıların büyük ilgi gösterdiği Antalya’da kriz ciddi boyutlara vardı. Yine Bodrum’da da kiralık daire bulunması oldukça zor. Bu zorluk sebebiyle bazı emlakçılar açık artırma yolunu tercih etmeye başladı. Misal, evin kirası 5.000 TL olarak ilana veriliyor. Fakat arayan, daireyi gezmeye gelen oldukça ‘Daha yüksek veren olursa ona verilecek’ deniyor. Bunu duyan kiracı adayı da yüksek teklif vermek zorunda kalıyor. Böylece 5.000 TL’lik evin kirası 10.000 TL’ye kadar çıkabiliyor” açıklamasında bulunmuştur.
Ev sahipleri kredi raporu istiyorlar
Ev sahiplerinin pek çok kriteri bulunmaktadır. Kiracının ne iş yaptığı, ilişki durumu, nereli olduğu, çocuk sayısı ilk sorulan sorular arasında yer almaktadır. Fakat, artık bazı ev sahipleri SGK dökümü, bankalardaki kredi puan durumunu gösteren findeks raporu bile talep etmeye başlamıştır.
Şule Alp, ev sahiplerinin pek çok talebi olduğunu aktarmıştır. Ayrıca Alp; “Ev sahibinin kiracının ne iş yaptığını sorması, medeni hali, çocuk sayısı alıştığımız sorular. Fakat son yıllarda kiralık ev bulunabilmesi neredeyse imkânsız duruma gelince evlerin değeri yükselmiştir. Hal böyleyken ev sahipleri de kiracı seçmeye başlamıştır. Artık bazı ev sahipleri bankalar gibi kredi notu istiyor” şeklinde konuşmuştur.
Ek şart getirme hakkı yok
Alp, ev sahiplerinin iyi niyet çerçevesinde SGK hizmet dökümü isteme hakkına sahip olduğunu aktarmıştır. Bunun ardından Alp; “Fakat mülkiyet ve barınma hakkı Anayasal bir haktır. Ayrıca kısıtlama getirmeye kanunda yer yoktur. Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır şekilde konut ve barınma hakkına sahiptir. Mal sahipleri bunun tersi yönünde bir şart veya koşul getiremez. Nitekim kanunda sözleşme serbestisi gereği kiracılar ve kiralayanlar gerekli hukuki şartları karşılıklı olarak kanunda yazılı hususlar dahilinde belirleme hakkına sahiptirler” ifadelerini kullanmıştır.
Diğer emlak haberleri için tıklayınız…