İstanbul’da 600 bin bina her an çökebilir mi? EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Muammer Durmuş’a göre, İstanbul’da 1,5 milyon yapı risk altında ve 600 bin bina her an çökebilir. 2023 Kahramanmaraş depremi sonrasında yeniden gündeme gelen bu kritik soru, kentsel dönüşüm tartışmalarının merkezine oturdu. Son resmi verilere göre, İstanbul’da 1,5 milyon yapı risk altında bulunuyor ve bunlardan tam 600 bin tanesi, uzmanların deyimiyle “her an çökebilir” durumda. Peki, bu tablo ne kadar gerçekçi? Şu anda yaşadığınız binanın da riskli olup olmadığını merak ediyor musunuz?
Deprem Gerçeğiyle Yüzleşmek: İstanbul’da Riskli Bina Sayısı Neden Artıyor?
Türkiye’nin jeolojik yapısı, deprem tehlikesini daima gündemde tutuyor. Özellikle İstanbul’da riskli binalar konusundaki endişeler son yıllarda daha da arttı. Çünkü şehirde yaklaşık 7,5 milyon yapı bulunuyor ve bunların önemli bir kısmı eski yönetmeliklere göre inşa edildi. Bu nedenle yapı stokunun büyük bir bölümü ciddi şekilde yenilenmeye muhtaç durumda. Deprem riski karşısında yeterince güçlü olmayan binalar, sadece teknik bir sorun olmaktan çıktı; artık toplumsal bir güvenlik meselesi haline geldi.
1999 Gölcük’ten 2023 Kahramanmaraş’a: Neden Hâlâ Aynı Riski Konuşuyoruz?
Geçmişte yaşanan büyük depremler sonrasında alınan tedbirler, kısmen yeni inşaatlarda etkili oldu. Ancak İstanbul’un hızla artan nüfusu, eskiyen binaları ve sıkışık şehir dokusu dönüşüm ihtiyacını büyütüyor. Diğer büyük şehirlerle karşılaştırıldığında, İstanbul’daki riskli yapı oranı halen çok daha yüksek. Bu tabloyu değiştirmek için zamanla yarış başlıyor.
Kentsel Dönüşüm Sadece Bina Yıkmak mı? Aslında Çok Daha Fazlası!
Birçok kişi, kentsel dönüşümü yalnızca eski binaların yıkılıp yenilerinin yapılması olarak algılıyor. Oysa modern şehircilik anlayışında dönüşüm; altyapı modernizasyonu, sosyal donatı alanları, çevreye duyarlı yeni binalar ve afet dirençli mahalleler yaratmayı da içeriyor. Yani aslında şehirlerin genetik kodu değişiyor. Sizce yaşadığınız mahalle de böylesi bir dönüşüme hazır mı?
Kentsel Dönüşümün Yasal Çerçevesi ve Devlet Desteği
Kentsel dönüşümün dayandığı yasal temeller ise 5393, 5366 ve 6306 sayılı kanunlarla şekilleniyor. Özellikle 6306 sayılı yasa, riskli ve rezerv alanların belirlenmesini ve dönüşümün hızlıca başlamasını sağlıyor. Devlet, kentsel dönüşüm İstanbul sürecini desteklemek için “Yarısı Bizden” kampanyası gibi teşvikleri devreye aldı. Şu an için her konut için 875 bin TL hibe, 875 bin TL kredi ve taşınma yardımı sunuluyor. Ayrıca işyerleri için de ek finansal destekler mevcut. Ancak sizce bu destekler dönüşümün hızını artırmak için yeterli mi?
İstanbul’da Kentsel Dönüşümün Önündeki Engeller ve Çözümler
Her ne kadar devlet destekleri artıyor olsa da, kentsel dönüşüm sürecinde birçok zorluk yaşanıyor. Özellikle malikler arası anlaşmazlıklar, kullanılmamış emsal hakkı veya imar kısıtları gibi teknik sorunlar süreci yavaşlatıyor. Ayrıca inşaat maliyetlerindeki artış ve geçici konut teminindeki sıkıntılar, vatandaşların kaygılarını artırıyor. Peki ya tarihi dokunun korunması? Dönüşüm projelerinde bu hassas dengeyi korumak neden bu kadar zor?
Karşılaştırmalı Bakış: İstanbul ve Diğer Şehirler
Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde de kentsel dönüşüm projeleri yürütülmektedir. Fakat İstanbul’un riskli yapı sayısı ve deprem tehdidi, bu şehirlerden çok daha yüksek seviyede seyrediyor. Örneğin, Ankara’da riskli yapıların oranı yüzde 18 seviyesindeyken, İstanbul’da bu oran yüzde 20’nin üzerinde. Yani İstanbul’daki risk, ülke ortalamasının çok üzerinde.
Fırsatlar ve Riskler: Kentsel Dönüşümde Kazanımlar ve Kayıplar
Doğru yönetildiğinde kentsel dönüşüm, yalnızca fiziksel iyileşme değil, sosyal ve ekonomik bir kalkınma fırsatı da sunmaktadır. Ancak süreçte yaşanabilecek hukuki sorunlar, kira desteklerinin yetersiz kalması veya geçici konut bulunamaması gibi riskler de azımsanmayacak düzeydedir. Özellikle tarihi semtlerde dönüşüm, sosyal dengenin bozulması ve maha