Dünya Gazetesi köşe yazarı Zuhal Doğan, inşaat sigortaları hakkında bir yazıyı kaleme almıştır. Doğan, ‘Yatırımlardaki düşüş inşaat sigortalarına da yansıdı’ başlıklı yazısında Covid-19 salgınının sebep olduğu farkındalıktan dolayı özellikle bireysel sigorta branşlarında kayda değer yükselişler kaydedildiğini belirtmiştir. Ayrıca, diğer branşların şansı aynı olmadığını kaydetmiştir.
Zuhal Doğan; “Özellikle mühendislik branşı içinde yer alan inşaat sigortalarında yüzde 40 gibi yüksek oranda gerileme kaydedildi” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca Doğan; “Bilindiği gibi inşaat sigortalarında büyümenin temel kaynağını köprü, tünel, baraj, enerji santralleri, otoyollar, büyük konut projeleri vb. oluşturmaktadır. Küçük inşaatlar üretim hacmi üzerinde önemli bir etki sağlamıyor. Uzayan salgın şartları sebebiyle birçok büyük proje askıya alınmıştır. Böylece geçtiğimiz yıl inşaat sigortası branşında da dramatik bir düşüşe sebep olmaktadır.” açıklamasında bulunmuştur. Doğan, yazısını şu şekilde sürdürdü;
“Sektör yetkilileri, 2022’de bu alanda gidişatı yatırımlar ve büyük kamu projelerinin belirleyeceğini söylemektedir. Sektörün bu seneye dönük dikkat çektiği bir diğer önemli nokta bulunmaktadır. Bu noktada özellikle kurdaki yükselişin TL bazında primleri artıracağı yönündedir. Dolar bazında bir fiyat artışı beklenmezken, TL bazındaki prim artışları konusunda yüzde 30-40 bandı öngörülmektedir.
Mühendislik sigortaları içinde bir alt branş olarak yer alan inşaat sigortaları; başlangıcından bitimine kadar geçen süre zarfında hatta deneme süresi de dahil, ani ve beklenmedik risklerle ortaya çıkan bütün hasarları kapsayan bir proje sigortasıdır. Ayrıca poliçeler içinde üçüncü şahıs sorumluluk ve işveren sorumlulukları gibi teminatlar da bulunmaktadır. Özetle, poliçe aslında çok geniş kapsamlı bir pakettir. Deprem, yangın, yıldırım, sel, su baskını, toprak kayması, hava taşıtları çarpması, elektrik hasarları ve insan kaynaklı hasarlara kadar çok geniş bir koruma sağlamaktadır. Yani her ölçekten inşaat projesi için son derece hayati önem taşıyan bir ürün durumundadır. Fakat bu ürünün ülkemizde çok yaygın bir kullanımı bulunmaktadır. Çok büyük projelerde aynı zamanda krediler de söz konusu olmaktadır. Bundan dolayı, krediyi veren finansal kuruluş sigorta yapılmasını zorunlu tutmaktadır. Ancak küçük ölçekli inşaatlarda ürünün kullanımı yok denecek kadar az.
Maliyeti düşük
Ürüne olan talep yetersizliğinin maliyet tarafında da bir karşılığı bulunmamaktadır. Bir inşaat projesi maliyeti içinde sigortanın payı, projeye bağlı birçok kritere göre değişmektedir. Bununla birlikte binde 5-6’ları geçmiyor. Öte yandan hasar-prim oranları da çok yüksek değil. Hasar frekansları fazla değil ancak olduğu zaman da çok yüksek rakamlar ortaya çıkabiliyor. Özellikle büyük inşaat projeleri için uzun süreli poliçeler yapılmaktadır. Bundan dolayı burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, eksik sigorta riskinin önüne geçilmesidir. İnşaat Sigortası Genel Şartlarına göre; hasar durumunda poliçede gösterilen sigorta bedelinin proje bitiminde ulaşılacak nihai proje değerine eşit olması esas kabul edilmektedir. Belirtilen bu değerden düşük olması durumunda sigortacı, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranı neden ibaretse, zararın o kadarından sorumludur. O nedenle sigortalıların özellikle yabancı para birimine bağlı kıymetler için sigorta bedelini mutlaka kur farklarını dikkate alarak revize ettirmeleri gerekmektedir.” şeklinde sözlerini kaydetmiştir.
Diğer emlak haberleri için tıklayınız…