Türkiye’de ucuz konut ihtiyacı, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olma zorlukları nedeniyle önemli bir sorundur. Hem kamu hem de özel sektörün bu sorunu çözmek için çalışması gerekmektedir. MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Genel Başkanı ve Akyapı Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Asmalı, konuyla ilgili olarak dikkat çeken iki öneride bulunmuştur. Bu öneriler, kamu kurumlarının uygun maliyetli arsa sağlaması ve ek imar hakkının sosyal konut üretimi için kullanılmasıdır. Bu makalede, ucuz konut için özel sektörün rolü, konut ihtiyacı, röportajdan alıntılar ve sektördeki önemli başlıklar ele alınacaktır.
Özel Sektörün Rolü
Kamu Kurumlarından Uygun Maliyetli Arsa Sağlanması
Mahmut Asmalı’nın önerilerinden biri, kamu kurumlarının uygun maliyetli arsa sağlaması ve ihalelerle inşa edilecek konutların fiyatı için bir üst sınır belirlenmesidir. Bu sayede yılda 500 bin konut üretilebilir ve metrekare fiyatı 13-14 bin liraya kadar düşürülebilmektedir. Arsa maliyetinin düşmesi ve harçlarda avantaj sağlanmasıyla birlikte, bu modelle konut üretimi artırılabilir ve fiyatlar daha ulaşılabilir hale getirilebilmektedir. Bu öneri, Avrupa’da da başarıyla uygulanmaktadır.
Ek İmar Hakkı ve Sosyal Konut Havuzu Oluşturma
İkinci öneri, bir arsaya ek imar hakkı verildiğinde, artışın yarısında yapılacak konutların bedelsiz olarak kamuya verilmesidir. Bu şekilde ülke genelinde sosyal konut havuzu oluşur. Bu model de Avrupa’da uygulanmaktadır ve özel sektörün sosyal konut üretimine katkıda bulunmasını sağlamaktadır.
Ulaşılabilir Fiyatlı Konut İhtiyacı
Deprem Felaketi ve Seçim Sürecinin Etkisi
Son dönemde Türkiye, önce deprem felaketi sonra seçim süreciyle sarsılmıştır. Bu durum, konut sektöründe durgunluğa neden olmuştur. Ancak seçimlerin sona ermesiyle birlikte piyasada hareketlenme başlamıştır. Yatırımcılar yeni konut projelerine yönelirken, kamunun da konut üretimi konusunda çalışmalara başladığı görülmektedir. Ulaşılabilir fiyatlı konut ihtiyacı, önümüzdeki dönemde hem kamunun hem de vatandaşın gündemindeki önemli bir konu olacaktır.
Kamu ve Özel Sektörün İşbirliği Önemi
Konuta talep canlı olsa da maliyetlerin hızla artması, dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olmasını zorlaştırmaktadır. Kamu, bu sorunu çözmek için sosyal konut projelerine ağırlık vermektedir. Ancak ihtiyaç kadar üretim için özel sektörün de devreye girmesi büyük önem taşımaktadır. Kamu kurumlarıyla işbirliği içinde çalışan özel sektör, uygun maliyetli konutların üretimine katkıda bulunabilecektir. Böylece konut ihtiyacı karşılanabilecektir.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı ile Röportaj
MÜSİAD Genel Başkanı ve Akyapı Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Asmalı, ucuz konut üretimi ve inşaat sektörünün öncelikli başlıkları hakkında önemli görüşlerini paylaşmıştır. İşte röportajdan bazı alıntılar:
Üretim Dönemine Geçiş
Mahmut Asmalı, seçim sürecinin ardından üretim dönemine geçildiğini belirtmektedir. Seçimlerin kutuplaşmayı artırdığı bir dönem yaşandığını ve ülkenin neredeyse ikiye bölündüğünü ifade etmektedir. Ancak seçimlerin demokratik bir şekilde sonuçlandığını ve hükümetin hızla aksiyon aldığını söylemektedir. Deprem ve seçim nedeniyle birçok işadamının yatırımlarını ertelediğini ancak şimdi üretmeye ve yatırımlara hız verme sürecine girildiğini vurgulamaktadır. Yeni hükümetin ekonomide toparlanmayı öncelikli hedef olarak gördüğünü ifade etmektedir.
Fahiş Kira ve Fiyat Artışları Sorunu
Kira ve fiyat artışları, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle İstanbul’da yaşayanlar için asgari ücret artışlarının yetersiz kaldığını ifade etmektedir. İstanbul’da yaşayanlarla Anadolu’da yaşayanlar arasında sadece kira kaynaklı 7-8 bin liralık bir fark olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle “bölgesel asgari ücret uygulaması” önermektedir.
Uygulanabilir Modeller
Mahmut Asmalı, konut sorununun çözümü için farklı modellerin uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Örneğin, Trakya’da bir proje gerçekleştirdiklerini ve yüzde 10 arsa bedeli karşılığında konut ürettiklerini anlatmaktadır. O dönemde belirlenen bir şartnameye göre evlerin satış fiyatlarını belirlediklerini ve bu şekilde uygun fiyatlarla konut ürettiklerini söylemektedir. Benzer bir modelin Türkiye genelinde uygulanabileceğini belirtmektedir. Ayrıca imar artışları için de önerilerde bulunmaktadır. Ek imar hakkının yarısı bedelsiz olarak kamuya verildiğinde, sosyal konut havuzunun oluşacağını ifade etmektedir. Avrupa’da bu modelin başarıyla uygulandığını vurgulamaktadır.
Kentsel Dönüşüm ve Riskli Konutlar
Kentsel dönüşüm, Türkiye’de önemli bir konu haline gelmiştir. Ülkede 6.5 milyon, İstanbul’da ise 1.5 milyon riskli konutun bulunduğu ifade edilmektedir. Kamunun bu konuda önemli adımlar attığı belirtilmektedir. Özellikle İstanbul’da kamu binalarının ciddi bir şekilde yenilendiği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra “Yarısı Bizden” kampanyasıyla vatandaşlara önemli fırsatlar sunulduğu söylenmektedir. Yeni dönemde bu kampanyanın devam etmesi gerektiği ve özel sektörün de kentsel dönüşüm sürecine güçlü bir şekilde dahil olması gerektiği vurgulanmaktadır. Bunun için etkin bir denetim mekanizmasının kurulması gerektiği ve suiistimallere caydırıcı cezaların verilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Kamudan Beklenen Düzenlemeler
Yeni dönemde imar mevzuatında düzenlemeler yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Mevcut imar mevzuatının birçok ekleme ile karmaşık hale geldiği belirtilmektedir. Bu nedenle imar mevzuatının sil baştan ele alınması ve net bir şekilde düzenlenmesi gerektiği söylenmektedir. Adaletsizlik hissinin ortadan kalkması ve herkesin eşit haklara sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca harç konusunda da düzenlemeler yapılması gerektiği ifade edilmektedir. İstanbul ile diğer iller arasında bir denge olması gerektiği ve harç hesaplamalarının daha net olması gerektiği söylenmektedir.
İnşaat Sektöründe İşçi Sorunu
İnşaat sektöründe işçilik maliyetlerinin arttığı ve işçi bulmanın zorlaştığı ifade edilmektedir. Gençlerin emek yoğun işlerde çalışmak istemediği ve işçilerin deprem bölgelerindeki konut projelerine yönelmesi nedeniyle işçi açığı yaşandığı söylenmektedir. Gelecekte inşaat ve emek yoğun sektörlerde yurtdışından geçici işçi getirilmesi gerekebileceği belirtilmektedir. Bangledeş, Pakistan, Filipinler ve Özbekistan gibi ülkelerden gelecek işçilerle bu açığın kapatılabileceği ifade edilmektedir.
Akyapı Şirketinin Yatırımları
Akyapı, 1998 yılında kurulan bir şirkettir. Şirket yeni konut ve sanayi tesisi yatırımlarıyla büyümeye devam etmektedir. Limonlu Bahçe Konakları ve Big Country projeleri satış ve inşaat aşamalarında devam etmektedir. Ayrıca Akyapı, ticarethane yatırımlarıyla ülke ekonomisine, üretim ve istihdama önemli katkılar sunmayı hedeflemektedir. Ticarethane projelerinin toplam yatırım değeri 25 milyar TL’dir. Bu projelerde 1.387 adet bağımsız dükkân yer alacaktır. Akyapı’nın gelecekte de konut ve sanayi projelerine devam edeceği ve deprem izolatörlü binalar konusundaki bilgi birikimini kullanacağı ifade edilmektedir.
Ucuz konut ihtiyacı, Türkiye’nin önemli bir sorunudur. Çözümü için kamu ve özel sektörün işbirliği yapması gerekmektedir. Kamu kurumları uygun maliyetli arsa sağlamalıdır. İhaleler düzenlenmelidir. Fiyatlar için bir üst sınır belirlenmelidir. Ek imar hakkı verildiğinde, konutların bir kısmının bedelsiz olarak kamuya verilmesiyle sosyal konut havuzları oluşturulabilir. Kentsel dönüşüm sürecinde özel sektörün güçlü bir paydaş olarak yer alması önemlidir. Ayrıca etkin bir denetim mekanizmasının kurulması önemlidir. İmar mevzuatında düzenlemeler yapılmalı ve adaletsizlik hissi ortadan kaldırılmalıdır. İşçi sorunu için yurtdışından geçici işçi getirme gibi alternatiflere başvurulabilir. Akyapı gibi şirketlerin yatırımları, ülke ekonomisine katkı sağlamakta ve konut ihtiyacının karşılanmasına yönelik çözümler sunmaktadır.
Gülistan ALAGÖZ / Hürriyet