Kategoriler
Emlak Haberleri

Faizsiz konutta yetersiz denetim

Faizsiz konutta en büyük problem çekilişli sistemde belirlenen sahte isimler olduğunu belirten; Sözcü Gazetesi yazarı Çiğdem Toker’in haberinde yer verdiği diğer bilgilerde, tasarrufa dayalı faizsiz finans şirketlerince yapılan ev satışlarında çekiliş sistemi uygulandığı hatırlatılmıştır. Bu tür şirketlerin, sahte isimler ürettiği ve bu yüzden çok dikkatli hareket edilmesinin gerekliliğini öne çıkıyor.

Faizsiz konutta hayal kırıklığı yaşanabilir

Sözcü gazetesi yazarlarından birisi olarak öne çıkan Çiğdem Toker, konutta yaşanan hareketlenmelerin ardından vatandaşı uyardı. Düşük faizli kredi sisteminden yarar sağlamak istemeyen bazı vatandaşlar, faizsiz konut satışlarına yanaşıyor. Ancak bu durumun birçok sahtekarlığa açık olduğunu belirten Toker, son derece dikkatli olunması ve oluşturulan sahte “joker” isimlere dikkat edilmesi gerekliliğini belirtti.

Faize karşı olan kitlelerin en yeni gözdesi olarak sunulan tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi yeni şirketlere de zemin hazırladı. Son derece teşvik gören bu yöntemin, cazibeli olduğu açıkça bilinmektedir. Ancak bu cazibenin getirmiş olduğu riskleri hesaba katarak hareket edilmesi ve riskin giderek büyüdüğü unutulmamalıdır. Yapılan teşviklerin, kredili sisteme karşı çıkanlara karşı olumlu döndüğünü söyleyen Toker, daima geniş açıdan bakılması gerektiğini vatandaşa yeniden hatırlatıyor.

Toker: “Firma isimlerine dikkat edin”

Adının başında ya da sonunda genellikle ‘evim’ sözcüğü geçen şirketlerin son zamanlarda piyasada türediğini belirten yazar, bu şirketlerin bankacılığın bir alternatif olarak çalıştığını söylüyor. Konut ya da otomobil alma hayaliyle yola çıkan vatandaş, şirkete başvurduğunda ‘organizasyon bedeli’ adı altında belirli bir ücret ödemesi gerekmektedir. Bu ücretin yüzde 7-10-12 arasında olduğu unutulmamalı. Ücret sonunda ‘teslimat’ işleminin gerçekleştiği bilinirken, bankacılıkta kredinin benzer bir türünün ‘teslimat’ yöntemiyle ortaya çıktığı görülmekte. Bu yüzden iki sistem oluşturduklarını belirten Toker, birinin sabit, diğerinin çekilişli olduğunu aktarıyor. Müşteriler tarafından ödenen peşinat ve taksit tutarına göre ‘teslimat tarihi’ belirlenen sisteme ise sabit sistem denmiştir.

Müşterilerin peşinat ve ödeme gücü sıralanıyor

Çekilişli sistemin her ay bir müşteri üzerinde ‘teslimat’ yapılma vaadinden oluştuğunu belirten yazar; müşterilerin yine peşinat ve ödeme güçlüğüne göre sıraya koyulduğundan bahsetti. Bu piyasa içinde yakın temasta bulunan bir okuru vasıtasıyla bilgileri aktardığını belirten Toker’in, mektupta bu sistemlerin büyük sıkıntılara yol açtığını belirtmiştir. Bazı şirketler tarafından çekilişlerin sahte isimler ile ortaya çıktığı, ‘Joker’ adı verilen bu isimlerin gerçek kişilerden oluşmadığı uyarısında bulunuyor. Bu tür hilelere başvuran firmaların gerçek müşterilere kazandırmadığı aşikar iken, kazanan isim olarak öne çıkma ihtimalleri giderek düşürülmektedir. Ayrıca sistem sayesinde süre ötelemesine giden firmanın ne müşterisi ne de satışı gerçekleştiren personelin yapılan sahtekarlıktan haberi var. Bu tür iddiaların doğruluğu var ise, toplanan paraların kullanılma biçimi, şirketlerin kendi ortaklarının ve yöneticilerinin arasında kişisel harcamalarına gittiği tespiti yapabiliriz. Yapılması gereken ise zamanla popülarite kazanan bu sistemin iyi bir denetime tabi tutulmasıdır.

Son uyarılar yapıldı:

Denetim ve kural getirmekle yetkili olan kurumun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) olduğunu belirten yazar, bu kurumdan ayrıntılı bir düzenleme gelmediğini söyledi. Şirketlerin para topladığı için lisanslanması ve denetlenmesi gerekirken, BDDK henüz “likidite formu” adı altında haftalık raporu kabul ediyor. Fakat bu sistemin son derece yetersiz olduğunu belirten Toker, gönderilen raporların ne derece gerçekçi olacağının şaibeli olduğundan söz etti.