Kategoriler
Emlak Haberleri Gündem

Barış Sitesi’nin sakinleri apartmanlarının neden yıkıldığına dair bilgi istiyor

Barış Sitesi’nin sakinleri, bir zamanlar bölgede oturum yapma nedenlerini binanın sağlamlığına dair görüşleri olduğu için devam ettirdiklerini söylediler. Yaşanan facianın ardından basın mensuplarına konuşan site sakinlerinden Güler Elçi, bölgenin 17 Ağustos 1999 depreminden sonra depremzedelere tahsis edildiğini açıkladı. Güvenilirlik konusunda yanılgı içine girdiklerini söyleyen sakin, binadan konut alma nedenini “Sağlam diye aldık” olarak bildirdi.

Barış Sitesi’nin güvenilirliği tamdı!

Geçtiğimiz cuma günü İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana geldiği belirtilen 6,6 şiddetindeki büyük deprem ilçelerde yıkıma neden olmuştu. Göçük altında kalanların yanı sıra hayatlarını bir şekilde yıkılmak üzere olduğu belirtilen riskli yapılardan kurtaranlardan açıklamalar geldi. Bazı vatandaşların daha evvel binanın çürük raporuna sahip olduğu bilgisi verilirken, bazıları ise oturum sağladığı binanın sağlam olduğunu düşündüklerini dile getirdi. Yıkılan binaların sebebinin araştırıldığı konusuna değinen yetkililer bölge üzerinde çalışmalarını yürütmeye devam ediyorlar. Bu esnada sosyal medyanın gücü yeniden ön plana çıkarken, çoğunluk tarafından 17 Ağustos 1999 depreminde binlercesini hayattan koparan müteahhit Veli Göçer ismi anımsandı.

Binalarda deniz kumu tespit edildi

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bölgede deprem sonrası yıkımı gerçekleşen binaların tıpkı Gölcük depreminde olduğu gibi sağlam bir malzeme ya da altyapısı yok. Müteahhit malzemede ucuza kaçarak kâr payını arttırma açgözlülüğünde bulunduğu için depremde vefat eden kişi sayısı artıyor. İzmir’de 80’in üzerinde vatandaşın hayatını kaybettiği bilgisini veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakan Murat Kurum’un eşliğinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. İlk tespit çalışmalarını yürüten yetkili isimler binaların hem kötü zemin üzerine kurulduğunu hem de kolonlarının kesildiğini ortaya çıkarmıştır. Başta Bim’in suçlu olduğunu ilan eden vatandaşlar, markete bir raf daha kazandırmak isteyen yetkili isimlerin kolonları kestiklerine dair görüşte birleştikleri görüldü. Ancak Bim konuya ilişkin bir açıklama yaparak, durumun kendilerinden kaynaklanmadığına dair vatandaşları temin etti. Bu esnada binalarda yürütülen incelemeler yalnızca meselenin kolon olmadığını, müteahhitlerin bina içinde yeterli demir kullanmadığı ve deniz kumundan oluşturulan binaların gönül rahatlığıyla satıldığını ortaya çıkardı.

Gölcük depreminden sonra tahsis edilmiş

4 bloklu binadan 3 bloğun yıkıldığını söyleyen Barış Sitesi’nin sakinlerinden Güler Elçi, oturdukları binanın 1999 Gölcük depreminden sonra eski ev sahiplerine tahsis edildiğini söyledi. Yaşanan facianın ardından binanın güvenilirliği konusunda endişe duymadıklarını belirten Elçi, evin deprem yönetmeliği kapsamında oluşturulduğuna güveniyordu. Depremde hayata tutunmayı başaran eski ev sahibinin ardından yaşam alanı olarak bu siteyi gönül rahatlığıyla seçen vatandaş, oturum sürelerini 20 seneye yaydıklarını bildirdi.

Bir daire ve bir oda hayat kurtarıcı unsur oldu

Yıkımda apartman görevlisinin ve apartman yöneticilerinin toplantı odasının A bloğun hemen altında bulunduğunu söyleyen Elçi, “Yıkıldığı görülen C ve D Bloğun altı boştu” dedi. Yıkılmayan A bloğunun altında boşluk bulunmadığına dikkat çeken vatandaş, bir ev ve odanın yaşam desteği oluşturduğunu belirtiyor. Yetkililerden yapılan açıklama gereği zeminin yıkılmış olabileceğini söyleyen Elçi, yine de kurtulmalarındaki en büyük unsurun ev ve odadan kaynaklı olduğu konusunda eminlik yaşamaktadır. Aynı zamanda öğrendikleri bilgiler ışığında basına duruma ilişkin konuşma yapan 20 yıllık yaşam sakini, A, C ve D bloklarının müteahhit isimlerinde farklılık yaşandığını duyurdu. Evin yapım esnasında 3 farklı kişinin elinden geçtiğini söyleyen Elçi’den yapının sağlamlığını yitirme sebebi bulunmuştur.

Binalarda kolon sayısının farklılığı öne çıkıyor

Ekonomi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, yalnızca 1 bloğu sağlam kalan binada incelemede bulundu. Bloklar üzerindeki kolon sayılarının farklılığına değinen Kozanoğlu, “Site içerisinde 3 blok hasarlı durumda. Birisi yatarken, diğeri yıkılmış. Arkada kalan ise daha iyi durumda görünüyor. Yakından bakıldığında bu yan yatan binanın birinci katında yataylık fark edilmiştir. Zemin probleminden daha çok, binanın sağ tarafındaki kolonların zayıflığı bu görüntüye neden olmuş olabilir. Proje bakımından burada imalatı yanlış veya eksik yapılmış bir kolon, kiriş veya imal edilmiş bir üretim, uygulama görülebilir. Bu bakımdan binanın ilk bakışta neden hasara uğradığı tam olarak kestirilemez. Yapılan bilgilendirmede bir blokta kapıcı dairesi olduğu söylenmekte, ancak diğer bloklarda bu dairede bulunmamaktadır. Kapıcı daireli blokta kolonların yüksekliği 3,35 metre iken, diğer bloklarda bu rakam 4,5 metreyi bulabiliyor. Bu tür farkların bile yapılarda hasar oluşturmaya neden yarattığı bilinmektedir” dedi.

İzmir haberlerine göz atmak için tıklayınız.